12 Aralık 2015 Cumartesi

AFŞİNLİ DERDİÇOK (Araştırma:Sıddık Demir) Erdal Öztürk*

AFŞİNLİ DERDİÇOK
  (Araştırma:Sıddık Demir)  
                                                                                                           Erdal Öztürk*
             Halkın içinde yaşayan soylu, anlamlı dörtlükler vardır. Sahibi bilinmez, zamanla ya anonim olur ya da tanınmış bir başka halk şairine güzellikleri nedeniyle yakıştırılır. Oysa o dizeleri söyleyenler kanlarıyla canlarıyla içimizde, köyümüzde, yöremizde yaşamışlar dır.
Türkülerini, koşmalarını söylemişlerdir ve zaman tünelinde adları silinmiştir. Ancak söyledikleri bize ulaşmıştır. İşte, Afşinli Derdiçok mahlası ile söylemiş Türk aşık edebiyatının 1874-1937 yılları arasında yaşayan Ömer Lütfü Pişkin de bunlardan biri.
Onu, sabırlı bir araştırma ve titiz bir derleme sonucu gün ışığına çıkaran eğitimci-araştırmacı Sıddık Demir’i yürekten kutluyoruz. Derdiçok, bir yirminci yüzyıl Karaca oğlan’ı ve ondan geri kalır yanı yok. Şiirlerinin tamamı 8’li, 11’li ve 14’lü hece ölçüsüyle söylenmiş koşma ve semai tarzında. Prof. Dr. Şükrü Elçin’in tanımıyla “Şiir severlerin zevkle okuyacağı ve halk edebiyatı araştırıcılarının faydalanacağı bir eser.”
Arif Nihat Asya Hoca; “Derdiçok, zamanının  en büyük halk şairiydi. Değeri, Dertliler, Gevheriler, hatta Karacaoğlanlar’la mukayese edilebilecek kadar yüksektir. Bu hükmü mesuliyetini kabul ederek veriyorum” diyecek kadar şairi beğenmiştir.
Prof. Dr. Fuat Köprülü, “Aşık edebiyatımızın asrımızdaki son değerli mümessillerinden sayılabilir” demiş bir yazısında. Sıddık Demir; Şairin, uzun bir çalışma sonucu elde ettiği 368 adet şiirini kitaba koymuş. Ayrıca, Derdiçok’un hayatı, kişiliği ile kaynakça ve mahalli sözcükleri de eklemiş. Şiirleri okuyunca saf ve bu toprakta yaşayan canım Türkçe’nin ihtişamına bir daha tanık oluyor insan.
Modern ve serbest yazan her şaire ilham olabilecek söyleyiş güzelliği, insanı, doğayı her zerresine kadar kavramış derinlemesine bir gözlem ve Anadolu aşığının insanı saran ve şaşırtan derinlikler ve yoğunluklar gizlenmiş, sinmiş şiirlerine Derdiçok’un.
Yaşadığı zamanın ve mekanın tanığı ve tanıtıcısı olmuş. Bize; Sinemasız, televizyonsuz zamanlardan; rengiyle, kokusuyla, insanıyla, doğasıyla belgesel bir miras bırakmış, yaşadığı Anadolu’nun küçük bir köşesinde… *(İlkyaz Edebiyat dergisi-sayı:14-Mart 1993)
***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder